Bitkiler | Konular | Kitaplar

Şifalı bitkilere hücum!

Şifalı ot satan esnafın bugünlerde keyfine diyecek yok! Çünkü hasta olanlar ya da kendisini hasta hissedenler, soluğu aktarlarda alıyor. Bu durumdan sadece aktarlar değil, bitki uzmanları da bir hayli memnun. Katıldıkları programlar hem çok izleniyor hem de kitapları en çok satanlar listesinde yer alıyor. Uzmanların televizyonda verdiği listeyi eline alan izleyiciler, bitki avına çıkıyor. Ancak bu listeler insanların derdine ne kadar şifa oluyor, orası meçhul!

Şifalı ot satan aktarların bugünlerde keyfine diyecek yok! Kriz gerçekten onlara teğet geçmiş. Eline listesini alan soluğu aktarlarda alıyor. Ekranlarda bitkisel şifa formüllerinin dağıtılmaya başlanması, en çok da Mısır Çarşısı esnafının yüzünü güldürmüşe benziyor. Sadece Mısır Çarşısı'ndakiler değil, Türkiye'deki bütün aktarlar memnun halinden.

Prof. Dr. Ahmet Maranki, Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu ve Prof. Dr. Ender Saraç'ın katıldığı televizyon programları, izlenme rekorları kırıyor. Kitapları en çok satanlar listesinde. İzleyiciler ellerinde kağıt kalem pür dikkat diyetisyenleri dinliyor ve uzmanların tavsiyelerini dikkatlice not alıyor. İşte aktarların 'en çok satan otlar' listesini de bu programlar belirliyor. Uzmanların tavsiye ettiği bitkisel otlar, hemen tükeniyor, fiyatları fırlıyor. Mesela bir uzman, televizyonda kekik yaprağının faydalarından bahsediyor. 15–20 gün boyunca bu ot, neredeyse yok satıyor. Başka bir uzman ise farklı bir karışımın zayıflattığını iddia ediyor. Bu karışım da aynı günlerde aktarlara ve pazara düşüyor. Tabii fiyatı da katlanıyor. Pancarın kilogram fiyatının 1 TL'den 8 TL'ye çıkması bunun en büyük kanıtı. Mate çayının kilogramı birkaç yıl öncesine kadar 5 TL civarındayken bugün 50 TL'yi geçmiş durumda. Kısacası aktarların cirosunu bir gün önceki televizyon programları belirliyor. Bitkisel otlardaki talep patlaması rekabeti de beraberinde getirmiş. Eskiden açıkta satılan bitkisel çaylar ve şifalı otlar, şimdi özel ambalajında, üzerinde kullanma talimatıyla birlikte müşteriye sunuluyor.

Kriz, aktarlara hiç uğramadı

Mısır Çarşısı'ndaki Arifoğlu aktarının sahibi Bilal Altıkulaç'a soruyoruz, "Hangi ot hangi hastalığa iyi geliyor?" Sorunun cevabı uzun mu uzun. Altıkulaç, başlıyor anlatmaya, "Beşi bir yerde adlı bir formülümüz var. Zayıflamak isteyenlerin bir numaralı tercihi. Papatyayı soğuk algınlığı için tercih ediyorlar. Adaçayı mantar hastalıklarına iyi geliyor..." Altıkulaç da diğer aktarlar gibi hallinden çok memnun. Çünkü bitki uzmanlarının televizyona çıkmasıyla birlikte satışlarında yüzde 40'a varan bir artış olmuş. Artıştaki oranı küçük bir örnekle özetliyor. "Eskiden bir yılda 50 kilo biberiye otu satamazdık. Biberiye otunun zayıflattığı yönünde haberler çıkınca geçtiğimiz yıl 1 tona yakın biberiye sattık." diyor. Altıkulaç, ekonomik krizin aktarlara hiç uğramadığını söylüyor. Harem Saray aktarının sahibi Aziz Aslan, "Bundan birkaç yıl önce müşterilere sattığımız otların faydalarını anlatmak için büyük çabalar harcıyorduk. Şimdi ise müşteriler ellerinde listelerle geliyor ve bize hiçbir şey sormuyor. Çünkü televizyonda doktorlar her şeyi anlatmış oluyor." diyor. Papatya aktarın sahibi Enver Çekim ise "Birkaç yıl önce toptancılar ayda bir uğrardı şimdi haftada iki kez gelmeye başladılar. Allah televizyona çıkan doktorlardan razı olsun!" diyor.

Bu arada bitkisel tedavi uzmanları arasında da kıyasıya rekabet sürüyor. Birbirlerine dava açıyorlar, televizyon ekranlarından hiç de yakışık almayan sözler savuruyorlar. Prof. Dr. Ahmet Maranki'nin meslektaşları için söylediği, "Onlar benim 'çakma'larım!" sözü aslında her şeyi özetlemeye yetiyor... Uzmanların bu tavrı, akıllara "İnsan sağlığı mı önemli yoksa rekabet mi?" sorusunu getiriyor. Uzmanlar rekabet ededursun aktarlar hallerinden çok memnun!

***

'Halka hizmet edeyim derken düşman kazandım'

Prof. Dr. Erkan Topuz: "Hakkımda çıkan dedikodulardan dolayı artık televizyon programlarına çıkmıyorum. Hangi bitkiyi önerdiysem arkasında art niyet arıyorlar. Mesela oğlumun ithal ettiği ürünleri özellikle tavsiye ettiğimi söylüyorlar. Oğlum doktor ve fitoterapi (bitkisel tedavi) uzmanı. Ondan başka beş firma daha var aynı ürünleri satan. Onlarla bile ortak olduğum söylendi. Nar şifalıdır, dedim, narcılarla ortak ettiler beni. Balkonda organik tarımı önerdim, arkasında yine art niyet aradılar. Hazır gıdalara ve konserveye karşı uyardığım için büyük bazı firmalar bana düşman oldu. Ben insanlara hizmet etmeyi düşünüyorum ama maalesef sadece düşman kazanıyoruz."

***

'Benden sonra çakmalarım çıktı!'

Prof. Dr. Ahmet Maranki: "Katıldığım televizyon programları reyting rekorları kırıyor. Kitaplarım toplamda bir milyondan fazla sattı. İnternet sitemi ise günlük 1,5 milyon kişi ziyaret ediyor. Ekranlardaki bitkisel tedavi furyası benimle birlikte başladı. Benden sonra 'çakma'larım çıktı; ama halk tercihini benden yana yaptı. İbrahim Saraçoğlu ile 'lahana' yüzünden mahkemeliğiz. Ben bitkilerin faydalı yönlerini yazmakla kalmıyorum, ruhsatlı bitkisel ürünler de piyasaya çıkarıyoruz. Esas olan tıptır; ama maalesef hekimlerimiz tamamlayıcı tedavi yöntemlerini bilmedikleri için eksik kalıyorlar."

***

'Bitkilerin kimyasını araştırıyorum'

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu: "Mahkeme hakkında konuşmak istemiyorum. Ahmet Maranki ile tanışmadım. Hiçbir ilişkim yok. Yasal birtakım haklarımız var ise tabii ki bunları araştırırız. Bugüne kadar hekimlerin bir kısmı bitkilere kocakarı ilaçları olarak bakıyordu. Türkiye'den her yıl binlerce ton bitki yurtdışına gidiyor ve bize en pahalı ilaç olarak kutular içinde geri dönüyor. Bitkilerin kullanma şekli var. Bitkinin doğru türünü bulmak çok önemli. Bir kimyacı olarak otların kimyasını araştırıyorum. Hastalığın da bir kimyası var. Bu hastalığa karşı hangi bitkinin kimyası tedavi edici özelliğe sahiptir, bunu araştırıp elde edilen sonuçları kullanma ve hazırlama şekillerini insanlığın hizmetine sunuyoruz."