Bitkiler | Konular | Kitaplar

Gebelikte iki kişilik beslenmeyin

Hamilelik döneminde; günlük sıvı, vitamin, mineral ve proteinin ihtiyacının arttığı bir dönem olduğu ancak, bu dönemde halk arasında söylendiği gibi "İki canlısın, daha fazla beslen ya da iki kişilik beslen" gibi söylemler yanlıştır.
Gebelikte aşırı beslenmenin zararları da önemlidir. Bir gebenin, gebe olmayan birine göre günlük sadece 200 kalori fazlalığa ihtiyacı olur, bu nedenle aşırı yağlı, tuzlu ve şekerli yiyeceklerden uzak durulması gerekir. Zayıf anne adaylarının, gebelik boyunca az kilo alması, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurmasına neden olabileceği gibi gebelik öncesi kilolu bayanlarında iri bebek doğurma riski yüksek. Gebelik boyunca alınması gereken kilo 11-13 kilo arasıdır. O nedenle gebeler dengeli ve düzenli beslenmeli. Gebelerin günlük öğün sayısı 3 ana 3 ara olmak üzere en az 6 olmalıdır.

Öğün sayısının fazla olmasının, gebeliğin erken dönemlerinde görülen bulantı ve kusma şikayetini geç dönemde ortaya çıkan mide yanması şikayetlerini de ileri derecede azaltır, gebelik boyunca süt ve süt ürünleri, tavuk, balık ve kırmızı etin mutlaka tüketilmelidir. Yüksek oranda protein kaynağı olan bu besinlerin alınmasının, bebeğin organları ve kas yapısının gelişmesine katkı sunar.

Süt, yoğurt ve peynir gibi ürünlerin protein yanı sıra kalsiyum ve B vitaminleri de içerdiği bu nedenle söz konusu gıdalardan günde 3 porsiyon tüketilmesi çağrısında bulundu. Bir gebenin tüketeceği peynirin yumuşak değil, sert peynir olması gerekir, yumuşak peynirin su oranı fazla olduğundan aralarında mikrop üreme ihtimalinin yüksektir.

"BALIK 2 PORSİYONU GEÇMEMELİ"

Gebenin yine bir protein deposu olarak öne çıkan balığı tüketirken, tercihini somon, hamsi ve ton gibi yağlı balıktan yana kullanması gereklidir, yağlı balıkların içerdiği Omega-3'ün oldukça fazla olduğunu, ancak bu balıkların vücudunda toksin bitirdiği için 2 porsiyondan fazla alınmamasını gerekir, gebelikte demir ve folik asit ihtiyacının iki kat arttırabilir. Folik asit, ıspanak, maydanoz, Brüksel lahanası, brokoli gibi yeşil yapraklı bitkilerde meyvelerden, armut ve portakal ve yer fıstığında fazla miktarda bulunur. Gebelikte folik asitin yeterli alınmaması bebekte 'nöraltüpdefekti' denilen ciddi omurilik rahatsızlığına neden olur. Demirin en iyi emildiği kaynak kırmızı et, pekmez, kuru incir, kuru üzümdür. Tavuk, balık ve tam tahıllı ekmekte de demir oranı yüksek olduğu için tüketilmelidir.

Narenciye grubu, yeşil sebzeler gibi C vitamini içeren yiyeceklerin demir emilimini artırabilir, öğünlerden hemen sonra tüketilen çay ve kahve gibi kafeinli içeceklerin de kalsiyum içeren yiyeceklerin (süt ve süt ürünleri gibi) beraber alımının, demir emilimini ileri derecede azaltabilir.Gebeliğin ikinci trimestırından itibaren artan demir ihtiyacının karşılanmaması halinde bunun anemiye neden olabilir.

Sebze ve meyvelerin vitamin ve mineral kaynağı olduğu için günde 4-6 porsiyon tüketilmelidir.Tüm vitaminler vücutta depolanmadığı için vitamin alımına dikkat etmeli ve desteklenmeli. Fetüsün büyümesi ve gelişmesi, annenin aldığı besinlere ve vitaminlere bağlıdır.

Vitamin ve mineral yetersizliği sonucu annede rahatsızlıklar oluşabilir.

Vitamin ve mineral yetersizliği annede; kansızlık, düşük tehlikesi, bulantı-kusma, kemiklerde zayıflama, diş çürümelerine neden olurken, bebekte ise gelişme geriliği, erken doğum, sinir sistemi bozuklukları, böbrek bozuklukları oluşturabilir. Anne adayı gebeliği boyunca yeterli ve dengeli beslenmeli. Anne karnında bebeğin yanlış ve yetersiz beslenmesi, ileriki dönemlerde yüksek tansiyon, kalp hastalığı, şişmanlık, şeker hastalığı gibi kronik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur.