Bitkiler | Konular | Kitaplar

Koruyucuyu güneşe çıkmadan yarım saat önce sürün!

İyi bir güneş koruyucu; UVA ve UVB ışınlarından korumalı, sivilce, siyah nokta ve alerjik reaksiyonlara neden olmamalıdır. Yaz aylarında en az 30 koruma faktörlü bir krem kullanılmalı. Koruyucu, güneşe çıkılmadan yarım saat önce cilde uygulanmalıdır!
Yaz mevsimi; cildimizin yüksek sıcaklığa ve güçlü güneş ışınlarına maruz kaldığı, ayrıca ter ve nem ile de mücadele ettiği bir dönem... Sık banyo yapma gerekliliği, deniz ve havuz kullanımı da deriyi kuruttuğundan, bu dönem cilt sağlığına daha çok özen gösterilmeli. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Zerrin Baysal; sağlıklı bir cilt için yaz mevsiminde nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.

Güneş kremleri, cildi güçlü güneş ışınlarından koruyor mu?
En az 30 koruma faktörlü bir güneş koruyucu; iki-üç saat aralıklarla, uygun miktarlarda sürülürse tabii ki çok faydalıdır. Bu arada kremi güneşe çıkmadan yarım saat önce sürmek gerekiyor. Fakat hiçbir güneş kremi; cildi yüzde 100 koruyamaz. Bu nedenle deniz kenarında tişört giymek, şapka ve gözlük takmak da gerekmektedir. Ayrıca güneş kremi yüzdükten sonra da tazelenmelidir. Son yıllarda güneş koruma faktörü özelliği taşıyan giysiler de üretilmiştir.

KORUYUCU KOLAY SÜRÜLMELİ
Güneş koruyucu seçerken özellikle nelere dikkat etmeliyiz?
İyi bir güneş koruyucu; hem UVA, hem de UVB ışınlarına karşı koruyucu maddeler içermeli, siyah noktalara, sivilcelere ve alerjik reaksiyona neden olmamalı. Kolay uygulanmalı. Son yıllarda antioksidan özelliği olan ve hücre DNA'sını koruyan ürünler de piyasaya çıktı. Yaz aylarında dağda ve deniz kenarında en az 30 faktörlü bir koruyucu kullanılmalı. Kış aylarında ve çok esmer tenlilerde ise 15 faktörlü olanlar yeterlidir. Bu arada 30 faktör ile 90 faktör arasında; koruyuculuk değeri açısından büyük bir fark yoktur. Bu nedenle koruyuculuk değerini artıralım derken, aşırı kimyasal içerikli kremler de kullanmamak gerekir.

UVA PENCEREDEN DE GEÇER
UVA ve UVB ışınları arasındaki farklar nelerdir?
UVA ışınları uzun dalga boyundadır. UVB ve UVC'den daha az toksiktir. Pencere camından da geçerler. Yüksek dozda UVA'ya maruz kalınırsa, kızarıklığa neden olur. Deri kanserlerinden ve foto-yaşlanmadan sorumludur. Öte yandan bu ışının yüzde 98'i, derinin alt tabakasına ulaşır. UVB ışınları ise, daha kısa dalga boyuna sahiptir. Sadece üzde 2'si alt deri tabakasına ulaşır. Pencere camından geçemez. Bronzlaşmaya neden olur. D vitamininin sentezi için gereklidir. Aşırısı ise akut ve kronik cilt hastalıklarına neden olabilir.

CİLT KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIR
Uzmanlar, aşırı güneşlenmenin zararlı etkilerini sürekli vurgulamalarına rağmen; günümüzde pek çok kişi, hâlâ bronzlaşmak için özel bir çaba harcıyor. Bronzlaşmak için üretilmiş solaryum gibi suni ışık kaynaklarına olan talep de her geçen gün artıyor. Öte yandan deniz kenarında güneşten kaçıp gölgede oturmak da; güneşin zararlı etkilerini engellemiyor. Kum, taş ve deniz yüzeyinden yansıyan ışık, gölgede de etkili oluyor. Uzmanlar; denizde ve gölgede korumasız şekilde, uzun süre kalmanın zararlarını şöyle özetliyor:
Derinin yaşlanma sürecini hızlandırır. Ağır güneş yanıklarına sebep olabilir.
Cilt kanserinin oluşmasına neden olur.

GÜNEŞ ALERJİSİ
Bazı romatolojik hastalıkların ortaya çıkma riskini artırır.
Benlerin ve güneş lekelerinin sayısını artırır. Bu arada benlerin ve çillerin sürekli gözetim altında tutulması, şekillerinde değişiklik olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Güneş alerjisi ve güneş zehirlenmesi gibi reaksiyonlara yol açar.
Bazı ciddi deri hastalıklarına zemin hazırlar.

KIŞIN DA KORUYUCU KULLANIN!
Güneşten korunmak için güneş ışınlarının dik bir açıyla geldiği, 11.00-15.00 saatleri arasında kesinlikle dışarıya çıkmayın.
Sadece yaz aylarında değil, kışın da güneş koruyucusu kullanın. Güneş ışınları bulutlardan ve pencereden de geçebilmektedir.

AŞIRI KİMYASAL OLMASIN
Güneş koruyucunun cilt tipinize uygun olmasına dikkat edin. Hangi kremi kullanmanız gerektiği konusunda uzmandan yardım alın. Açık renkli ve derisi hassas olanlar, yüksek koruma faktörlü olanları tercih etmeli. Çocuklarda aşırı kimyasal içerikli kremlerden uzak durulmalı.

ISLAK MAYO MANTAR SEBEBİ OLABİLİR!
Denizden ve havuzdan sonra dikkat edilmesi gerekenler:
Deniz ve havuz suyu ile temas; saçta, tırnaklarda ve ciltte kurumaya yol açar. Temiz olmayan sulardan; viral, bakteriyel ya da mantar enfeksiyonu bulaşabilir. Enfeksiyonlar; deride, dış kulak yolunda ve gözde oluşabilir. Havuz dezenfektanlarına karşı egzama gelişebilir.
Temiz plajlar ve uygun şekilde dezenfekte edilen havuzlar tercih edilmelidir.
Islak mayo ile uzun süre kalmak; vajinal mantarların oluşmasını kolaylaştırır. Denizden ve havuzdan çıkınca, ıslak mayo mutlaka değiştirilmelidir.

VÜCUDU NEMLENDİRİN
Havuz kenarındaki ıslak zeminlere çıplak ayakla terlik ve havlusunu kullanmak da ayak mantarı riskini artırır. Havuz kenarında terlik giyin ve kişisel eşyalarınızı kullanın.
Denizden ve havuzdan sonra, temiz tatlı suyla, yumuşak şampuanlarla ve sabunlarla banyo yapın!
Banyodan hemen sonra bir vücut losyonu ile vücudunuzu ve yüzünüzü nemlendirin.
Kuru, kıvırcık veya boyalı saçlı olanlar; saç kremi kullanmalı.
Çok sık ıslanıp kuruyan tırnaklar kolay kırılır. Oje ve aseton da bu etkiyi artırır. Deniz tatilinde tırnakları kısa tutun, sık oje ve aseton kullanmayın. Elinize sürdüğünüz nemlendiricilerle tırnakları da nemlendirin.

ÇOCUĞUN D VİTAMİNİ ALMASINIA ENGEL OLMAYIN!
Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu; çocukların havuzda ve denizde kalma süresinin iyi ayarlanması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca güneş ışınlarının çocukların kemik gelişiminini sağlayan D vitaminin sentezinde etkili olduğunu ve çocukları güneşten tamamen uzak tutmamak gerektiği de söylüyor. İşte Nemlioğlu'nun önerileri:
Yüzme, çocukların enerjilerini boşaltabilecekleri, aynı zamanda da vücut performanslarını olumlu etkileyen bir aktivitedir. Ancak çocukların suda bulundukları saatler çok önemlidir. Çünkü suyun içinde olsalar bile; ciltleri güneşin zararlı ışınlarından olumsuz etkilenir.
Çocuklar yaz aylarında; güneş ışınlarının en yoğun olduğu, 10.00-16.00 saatleri arasında denize veya havuza girmemelidir. İlk gün saat 16.00'dan sonra, sadece 10 dakika güneşte kalmalıdır. Bu süre yaşav yavaş artırılmalı ancak 30 dakikanın üzerine çıkılmamalıdır.

SUYA DAYANIKLI OLSUN
Yüz, eller ve kollar gibi dışarıda kalan bölgelere, UVA ve UVB'ye karşı etkili, en az 45 koruma faktörlü güneş kremi sürülmelidir.
Güneş kremi seçerken suya dayanıklı olmasına da dikkat edilmelidir. Koruyucu, çocuğa güneşe çıkmadan sürülmeli ve belli aralıklarla yenilenmelidir.

YANIĞA SOĞUK SU UYGULAYIN
Günümüzde güneş yanıklarında; hâlâ yanan bölgeye yoğurt ya da diş macunu sürenler var. Bu uygulamalar; yanığa iyi gelmez, sorun daha ciddi bir boyut kazanabilir. Yanlış olan bir başka davranış da; yanan yere doğrudan buz koymaktır. Çünkü buz yanığı artırır. Buzu bir havlu ya da tülbente sararak uygulamak ise yarar sağlayabilir. Bu durumda yapılacak en iyi şey; yanık oluşan bölgeye soğuk su uygulamaktır. Güneş yağını olanın bol su içmesi ve de istirahat etmesi gerekir.

HAVUÇ BRONZLAŞTIRIR
Havuçta bulunan karoten, melanositlerin çoğalmasını hızlandırır. Havuç yemek ya da havuç suyu içmek bronz bir görünüm kazanılmasına yardımcı olabilir.

KAKAO YAĞI SÜRMEYİN
Hızlı bronzlaşmak için kullanılan kakao yağı, havuç yağı, kola ve zeytinyağı cildi olumsuz etkiliyor. Koruma faktörsüz bu ürünler cildin erken yaşlanmasına, kalıcı lekelenmelere ve deri kanserine neden olabilir.