Bitkiler | Konular | Kitaplar

Yaşlanmanın etkileri azaltılabilir

Günümüzde gelişen tıpla birlikte insan ömrünün uzaması, insanların ciltlerine ilgilerini çoğalttı. Hiç kimse, özellikle de kadınlar daha uzun bir yaşamı, kırışık, pörsümüş, sarkmış, cansız ve solgun bir ciltle sürdürmeyi kabul etmiyor.

YAŞLANMANIN ETKİLERİNİ AZALTMAK MÜMKÜN
Yaşlanmanın etkilerini azaltıp, yaşam kalitesini yükseltmek ve daha uzun yaşamak mümkün. Bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış ve uzun süredir tüm dünyada uygulanan yöntemler. İlk bakışta vereceğimiz öneriler size “tanıdık” gelebilir; dengeli beslenme, kilo kontrolü, egzersiz. Ama bunlar da yetmiyor.
Vücudun deforme olmasının, kiloların artmasının, cildin elastikiyetini kaybetmesinin ve diğer yaşlanma belirtilerinin nedeni, bazı hormonların azalması. Anti-aging (geriye yaşlanma, yaşlanmanın etkilerini azaltma) programı, dengeli beslenme ve kişiye uygun diyet-egzersiz programlarının yanı sıra yapılan hormon testlerinin ardından eksik hormonların dışarıdan verilmesini de kapsıyor. Düzenli cilt bakımı, peeling ve gerekirse cerrahi müdahalenin de önerildiği program aslında bir yaşam biçimi. Ne kadar erken yaşta uygulamaya başlarsanız o kadar iyi sonuç alıyorsunuz.
Anti-Aging beslenmede dikkat edilmesi gerekenler:
1. Hücrelerin, serbest radikallerin zararlı etkilerinden korunması için hergün 5 - 9 porsiyon sebze ve meyve tüketmek gerekiyor.
2. Konserve besinler değil, taze veya donmuş olanlar tercih edilmeli.
3. Sebzeleri mümkün olduğunca çiğ veya az pişmiş olarak tüketmek gerekiyor. Çiğ ve taze sebzelerin sahip olduğu antioksidant özellik pişirmeyle yok oluyor. Az pişirme beta karoten emilimini de artırıyor.
4. Hayvani yağlar yerine, zeytinyağı, ayçiçekyağı, kanola yağı, soya yağı gibi sıvı yağları tercih etmek gerekiyor.
5. Kurufasulye, nohut, bakla, bezelye, mercimek, yeşil fasulye, soya ve yulafta bol miktarda bulunan saponinler, antioksidant etki göstererek hücrelerdeki DNA mutasyonlarını önleyerek antikanserojen etki gösteriyorlar. Bu yüzden kurubaklagilleri sıklıkla tüketmek gerekiyor.
6. Zeytinyağı en iyi antioksidant yağ. Bol E vitamini içeriyor, gençlik sağlıyor ve hastalıklardan uzak tutuyor. Ayrıca, kötü kolesterolün (LDL) okside olmasını ve damar duvarına girmesini önleyerek, iyi kolesterolü (HDL) artırıyor. Böylece, damar sertliği, kalp-damar sistemi hastalıkları, kalp krizi ve inmeden uzak durmanızı sağlıyor.
7. Avokado, kötü kolesterolü düşürerek, kalp hastalığı riskini azaltıyor.
8. Yağsız süt ürünleri (light süt, light yoğurt, light peynir), protein ve kalsiyumdan zengin, doymuş yağdan fakir besinler. Kemik, diş ve kasların yapısını sağlamlaştırıyor, yüksek kan basıncının kontrolünde yardımcı olan potasyum içeriyor.
9. Demir, kırmızı kan hücrelerimizde oksijen taşıyan hemoglobin ve kaslarımızdaki myoglobin proteinlerinin yapısında yer alıyor. En çok bulunduğu besinler, ciğer, yumurta sarısı, kırmızı etler, nohut, mercimek, balık, istiridye, yeşil yapraklı sebzeler. Eksikliğinde, kansızlık ve bağışıklık sisteminde bozukluklar oluşuyor. Ancak, demir fazlalığı vücutta aynen paslanma benzeri oksitlenme yaparak, damar sertliğine ve tüm vücut hücrelerinin erken yaşlanmasına, yağlanmasına neden oluyor. Bu yüzden demir preperatları doktor kontrolünde almak gerekiyor.
10. Yüksek ısıda pişirilen, kızartılan etlerin içinde kanserojen etki yapan heterosiklik aminler oluşuyor. Önlemek için fırınlama, buharda veya mikrodalgada pişirmek gerekiyor.
11. Beyza unlu gıdalar, beyaz ekmek, pirinç, patates ve tüm şeker katkılı gıdaların glisemik indeksi yüksek. Bu da erken yaşlanmaya sebep oluyor. Beyaz pirinç yerine, posa bakımından zengin esmer pirinç veya bulgur pilavı tercih etmek iyi bir çözüm.
12. Lif, bitkisel gıdaların iskeletini oluşturduğundan, ne kadar fazla sebze, meyve ve işlenmemiş tahıl yenirse o kadar fazla lif alınmış oluyor. Günde 30 - 35 gram kadar lif almak vücut için yararlı.

CİLT YAŞLANMASINI ÖNLEYEN ÇÖZÜMLER
Günümüzde gelişen tıpla birlikte insan ömrünün uzaması, insanların ciltlerine ilgilerini çoğalttı. Hiç kimse, özellikle de kadınlar daha uzun bir yaşamı, kırışık, pörsümüş, sarkmış, cansız ve solgun bir ciltle sürdürmeyi kabul etmemekte.
İşte bu nedenle “Anti-aging Skin Care” (cilt yaşlanmasını geciktirici tıbbi bakım) günümüzün ışıltılı bir alanı ve büyüyen bir pazarı haline geldi. Kozmetik ürünlerle sağlanan “geçici saklamalar” yerini, “Cosmopharmacutical” (kozmofarmasötik) ürünlerle yapılan koruyucu ve tedavi edici “kalıcı başarılara” bıraktı. C vitamini, Keenzim Q 10, Alfa-Lipoik Asit, Likopen ve Proantosiyanidinler gibi güçlü antioksidanlardan artık bilinçli ve yoğun bir şekilde yararlanmaktayız.

VİTAMİNLER VE MİNERALLER
Cilt yaşlanmasının izyopatolojisi, şimdi anti-aging tıbbıyla ilgilenenlerin ve dermatologların daha yoğun bir ilgi alanı. Antioksidan etkili vitamin-mineraller, bitkisel ve besinsel desteklerin cilt yaşlanmasını önlemede ve kırışıklıkları tedavi etmede kullanılması büyük başarılar sağlamakta. Bakır peptitleri, Furfuyl Adenine (kinetin ve kineraz), Dimetil Aminoetanol (DMAE), Alfa ve Beta Hidroksi Asitler, Retinol ve Retin-A, bu alanda gelecek vaat eden ürünler...

BİLİMSEL DANIŞMANLIKLA GÜZELLEŞİN
Kozmofarmasötikallerden bazıları cilt yaşlanmasını ve kırışıklıkları önlemekte (likopen, alfa-lipoik asit), diğer bazıları oluşmuş kırışıklıkları da bir ölçüde giderebilmekte (C vitamini), diğer bir kısmı ise cildi güçlendirmekte ve yenilemektedir (Retin A, furfuyl adenin)...
Kozmofarmasötikallerden yararlanmak istiyorsanız, konuyla ilgili bir uzman doktordan, mümkünse bir dermatoloji uzmanından yardım almalısınız. Bu ürünler çoğu kez son derece pahalıdır. Cildinize en uygun bakım ve tedavi ürünlerini seçerken cildinizi gençleştirip rahatlatmanız bir yana, ona zarar bile verebilirsiniz. Eğer amacınız sadece kalbinizi ya da cüzdanınızı rahatlatmak değil, cildinizde genç, parlak, ışıltılı ve dingin bir görünüm ve rahatlığı sağlamak ise, bilimsel bir danışmanlık almayı daha da önemsemelisiniz.

LİKOPEN, CİLDİ GENÇLEŞTİRİYOR
Likopen’in yakın bir gelecekte kadınlar için de vazgeçilmez bir doğal ürün haline geleceği anlaşılıyor. Likopen, hücreleri serbest radikal hasarından korumasının yanı sıra, hücreler arasındaki bağları güçlendirmekte ve hücre metabolizmasını geliştirmektedir. Yağda çözünen, yağ miktarı fazla doku ve organlarda etkinliği artan likopenin yağ içeriği oldukça fazla bir organ olan ciltte de antioksidan-koruyucu etki gösterdiği saptanmıştır. Likopen muhtemelen cilt hücreleri arasındaki bağları da kuvvetlendirmektedir. Diğer bir yararlı etkisi ultra viyole ışınlarına karşı koruma sağlamasıdır. Bütün bu nedenlerle cildinizi korumak ve yaşlanmasını geciktirmek içih likopen zengini besinlerden, ticari kullanıma sunulan besin desteği, tablet ve kapsüllerden veya likopen katkılı cilt ürünlerinden yararlanabilirsiniz.
Günde en az 100 gr pişmiş domates tüketin
Maksimum yararlanma için günde en az 100 gr kadar pişmiş domates tüketmeniz önerilmektedir. Likopen cilt bakımı, kırışıklıkların geciktirilmesi ve azaltılması için kullanılacaksa, diyetle alınan miktar çoğu kez yeterli olmaz. Likopen tüm vücuda yayılmakta, cilt dokusuna pek az kısmı ulaşabilmektedir. Likopen ihtiva eden cilt bakım ürünü ticari olarak piyasada satılmaktadır. Bu ürünler genellikle çok pahalıdır. Ama asıl problem, likopenin oksijenle süratle reaksiyona girerek etkisinin azalmasıdır.